EMDR ile Travmaları İyileştirmek
Bazı anılar, zamanla silinmek yerine zihnimizde tazeliğini korur ve duygusal olarak bizi etkilemeye devam eder. Araştırmalar, insanların %70’inin hayatlarının bir noktasında travmatik bir deneyime maruz kaldıklarını göstermektedir. Psikologlar, Psikiyatristler ve diğer ruh sağlığı çalışanları, yıllardır insanların travmalarını iyileştirmek için farklı teknikler geliştirmeye çalışmıştır. Bu teknikler arasından en çok araştırılmış ve en fazla bilimsel kanıtı olan tekniklerden biri EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme) terapisidir. EMDR terapisi, geçmişte yaşanan travmatik deneyimlerin bugün üzerimizde yarattığı etkileri azaltmak ve zihnimizi iyileştirmek için kullanılan güçlü bir yöntemdir. Peki, EMDR nedir ve nasıl çalışır?
EMDR nedir?
EMDR terapisi, travma ve zorlayıcı yaşam deneyimlerinin iyileşmesine yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Francine Shapiro tarafından 1987’de geliştirilen bu yöntem, travmatik anılar hakkında düşünürken gözleri sağa sola hareket ettirme veya diğer türde çift taraflı uyarımları (ses veya dokunsal çift taraflı uyarımlar) içerir. EMDR’nin amacı, travmanın yarattığı olumsuz etkileri azaltarak bireyin daha sağlıklı bir ruh haline kavuşmasını sağlamaktır.
EMDR, diğer terapi yöntemlerine kıyasla nispeten yeni bir tekniktir. İlk klinik araştırma 1989 yılında yapılmıştır. O tarihten bu yana gerçekleştirilen birçok klinik çalışma, EMDR’nin etkili olduğunu ve birçok kişiye diğer yöntemlere kıyasla daha hızlı fayda sağlayabildiğini göstermektedir (e.g., Hoffman vd., 2018).
EMDR nasıl çalışır?
EMDR’nin dayalı olduğu model Adaptif Bilgi İşleme (Adaptive Information Processing) Teorisidir. Bu teori, beynin normal ve travmatik anıları farklı şekillerde depoladığını açıklar. Normal olaylar sırasında beyin anıları düzenli bir şekilde depolar ve bu anıları diğer anılarla bağlantı kurarak bir ağ gibi düzenler. Ancak, rahatsız edici veya travmatik olaylar yaşandığında bu ağ yapısı düzgün şekilde çalışmaz. Beyin adeta “çevrimdışı” hale gelir ve deneyimledikleriniz (hissettikleriniz, duyduklarınız, gördükleriniz) ve daha evvel beyninizin depoladığı tüm diğer anılar arasında bir kopukluk oluşur.
Travmatik anılar beynin öyle bir köşesinde depolanır ki, bu beynin sağlıklı bir şekilde o anıları iyileştirmesini tamamen engeller. Travma, beynin iyileşme şansı bulamadığı bir yara gibidir. Beyin bu yarayı hiçbir şekilde kapatamadığı için, travmayı yaşayan kişinin bedeni ve ruhu da bu tehlikenin sona erdiğine dair mesajı alamaz.
Bu durumda, yeni deneyimler daha önce yaşanan travmatik deneyimlerle bağlantı kurabilir ve olumsuz duyguların tekrar tekrar tetiklenmesine neden olabilir. Bu durum, duyularınız ve anılarınız arasındaki bağlantıyı bozarak zihinsel bir yaralanma etkisi yaratır. Tıpkı bedeninizin bir yaralanma sonrası ağrıya karşı daha hassas hale gelmesi gibi, zihniniz de travma ile ilişkili olarak gördüğü, duyduğu, kokladığı veya hissettiği şeylere karşı daha hassas hale gelir.
Bu yalnızca hatırladığınız olaylarla sınırlı kalmaz; bastırılmış anılar için de geçerlidir. Tıpkı elinizi yaktığınızda sıcak bir sobaya dokunmaktan kaçınmayı öğrenmek gibi, zihniniz de acı verici ya da rahatsız edici olduğu için bazı anıları bastırmaya çalışır. Ancak bu bastırma mükemmel bir şekilde işlemez ve bu “yaralanma” olumsuz semptomlara, duygulara ve davranışlara yol açabilir.
EMDR ne gibi durumlarda etkilidir ?
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
EMDR, özellikle tekil travmalar (kaza, doğal afet, saldırı gibi) sonrası gelişen TSSB tedavisinde güçlü bilimsel desteğe sahiptir. Kişi istemsizce geçmiş olayın görüntüsünü ya da anısını yeniden yaşar. EMDR, bu anıların beyindeki işlenmemiş haline odaklanarak, onları yeniden işlemesine ve nötrleşmesine yardımcı olur. Uyaranlar karşısında aşırı tepkiler, kabuslar, flashbackler EMDR süreciyle belirgin şekilde azalabilir.
2.Travma Sonrası Olumsuz Duygusal, Ruhsal, Fiziksel Semptomlar
TSSB tanısı olmasa bile, travmalar sonrası beden ve ruh halinde iz bırakmış birçok belirti görülebilir:
Sürekli tetikte olma hali
Anksiyete atakları, nedensiz öfke patlamaları
Yoğun suçluluk, değersizlik, utanma
Bedensel olarak travmanın “taşındığı” hissi: mide ağrıları, boğazda düğümlenme, kas gerginliği
EMDR, bu tür duygu-beden tepkileriyle bağlantılı anıların hedeflenmesini ve çözülmesini sağlar.
3. Fobiler / Aşılamayan Yoğun Korkular
EMDR, fobilerin temelindeki geçmiş olumsuz deneyimlere ulaşıp, bu deneyimleri yeniden işleyerek semptomların azalmasına yardımcı olur:
Örneğin; köpek fobisi olan biri, çocuklukta yaşadığı bir ısırılma ya da tehdit anısıyla bağlantılı olabilir.
EMDR, sadece düşünsel değil, bedensel ve duygusal hafızadaki bu korku izlerini de hedef alır. Korkunun irrasyonel olduğunu bilmek bazen yetmez, EMDR bu boşluğu doldurur.
4. Çocuklukta ve Gençlikte Yaşanan Olumsuz Yaşam Deneyimleri
EMDR, özellikle erken dönemde yaşanmış ve bireyin temel güven, değer, yeterlilik inançlarını zedelemiş deneyimlerde çok etkilidir:
İhmal, duygusal veya fiziksel şiddet
Aile içi kaotik ortam, ayrılık, kayıplar
Akran zorbalığı veya öğretmen gibi otorite figürlerinden gelen travmalar
Bu tarz yaşantılar bireyde “Ben yetersizim”, “Ben sevilmeye layık değilim” gibi olumsuz temel inançlara dönüşebilir. EMDR, bu inançları taşıyan anıları hedefleyerek bireyin iç dünyasında daha dengeli bir algı oluşturmasını sağlar.
5. Kaygı Bozuklukları
Kaygı bozuklukları, geçmişten gelen olumsuz yaşantıların ve inançların bugünkü yaşamı etkilemesiyle ortaya çıkabilir. EMDR terapisi, bu anıları işleyerek beynin “tehdit algısını” azaltır. Aynı zamanda kişinin “yetersizim”, “başa çıkamam” gibi inançlarını dönüştürerek daha güçlü ve sakin hissetmesini sağlar.
6. Depresyon
Depresyon çoğu zaman sadece “şu anki” durumla değil, geçmişte yaşanmış ve işlenmemiş duygusal yaralarla da bağlantılıdır. EMDR terapisi, kişinin geçmişteki olumsuz yaşantılarını ve kendine dair inançlarını (örneğin “değersizim”, “hiçbir şey değişmeyecek”) yeniden işlemesine yardımcı olur. Bu süreç, kişinin kendilik algısını güçlendirir, içsel yüklerini hafifletir ve duygusal dayanıklılığını artırır. EMDR, depresyonun kökenine inerek kalıcı iyileşme için güçlü bir kapı aralar.
7. Özgüven Sorunları
Özgüven eksikliği çoğu zaman geçmişte yaşanmış eleştiriler, reddedilme ya da yetersizlik duygularının birikimiyle oluşur. EMDR terapisi, bu olumsuz yaşantıların duygusal yükünü hafifletir ve kişinin kendine dair “değersizim” ya da “başarısızım” gibi inançlarını dönüştürür. Bu sayede kişi, geçmişten gelen sınırlayıcı inançlardan özgürleşir ve daha sağlam, içsel bir güven geliştirebilir. EMDR, özgüvenin köklerine inerek kalıcı bir değişim sağlar.
Kıbrıs adasında yaşamak ve EMDR’nin önemi:
Kıbrıs gibi uzun yıllar süren toplumsal çatışmaların, savaşın ve yerinden edilmenin yaşandığı bir coğrafyada, EMDR terapisi bireysel ve toplumsal iyileşme açısından önemli bir araç haline gelir. 1974 olayları ve sonrasında yaşanan travmatik deneyimler, yalnızca o dönemdeki bireyleri değil, sonraki kuşakları da etkileyen derin bir duygusal miras bırakmıştır. Bu tür olayların ardından birçok kişi doğrudan Kıbrıs’taki savaşın tanığı olmasa bile, ailesinden dinlediği hikâyeler, bastırılmış korkular ya da aktarılan kaygılar yoluyla bu travmaları içselleştirebilir. Özellikle aile içinde konuşul(a)mayan acılar, bastırılmış öfke ya da yas süreçleri, çocuklara ve torunlara duygusal bir yük olarak geçebilir. EMDR terapisi, bu kuşaklar arası travmaların işlenmesine olanak sağlayarak bireyin hem kendi yaşantısını hem de taşıdığı mirası yeniden anlamlandırmasına yardımcı olur. Terapide geçmişin yükü sadece hatırlanmakla kalmaz; beyin bu anıları güvenli bir şekilde işlemler ve duygusal yoğunluğu azaltır.
——
Eğer yaşadığınız travmaların, kaygıların ya da kuşaklar arası duygusal yüklerin hayatınızı hala etkilediğini hissediyorsanız, EMDR terapisi ile bu yükleri hafifletmek mümkün. Bugün siz de Mare Psikoterapi Merkezi ekibimizden Uzman Psikolog ve Psikoterapist ile randevunuzu oluşturarak bu iyileşme yolculuğuna adım atabilirsiniz.